HOŞGELDİN

ALLAHIM SEN BENİ DOSTLARIMDAN KORU DÜŞMANLARIMLA BEN SAVAŞIRIM


23 Mart 2008 Pazar


GERÇEK SEVGİ
O olmadigi zamanlar, kalabalik icinde bile onsuz olmaktan gelen derin yalnizligi duymuyorsan; onun karsisinda bütün duygularin felce ugramiyorsa; elini tuttugunda icin titremiyorsa; yüzüne baktigin zaman basin dönmüyorsa;
"SEVMIYORSUN" demektir

Sokakta her yüzde ondan bir seyler aramiyorsan; güzel bir manzara onu hatirlatmiyorsa; uykudan uyandiginda yasamakta oldugundan önce onu hatirlamiyorsan; omuzlarina dökülmüs saclari ask sacan gözleri aklina gelmiyorsa; durup durup avuclarinin sicakligini özlemiyorsan;
"SEVMIYORSUN" demektir

Dünyada yasayan öteki insanlarin senin icin hala bir degeri varsa; ona karsi tutumunu toplumun köhne ve manasiz kurallarina göre ayarliyorsan; ve acik acik sanki var oldugunu haykirircasina sevdigini söylemiyorsan;
"SEVMIYORSUN" demektir

Yok o senin icin her seyden degerli ise; gözünü yumdugun an onu görebiliyorsan; o bütün sarkilarda ,resimlerde, siirlerde ise; ona muhtac oldugunu söylemekten utanmiyorsan; senin icten ve büyük sevgine karsilik vermiyeceginden korkmuyorsan; onun icin herseyi ama herseyi yapacak gücü kendinde buluyorsan; her hali ile ayri ayri sana güzel geliyorsa; karsisinda kendini bir cocuk gibi hissediyorsan; onun icin bildigin, bilmedigin bütün düsmanliklara karsi koyabileceksen; o her gecen dakikasende biraz daha büyüyorsa ve kendine onu kendinden bile cok sevdigini bütün inanmisliginla itiraf edebiliyorsan; bir gün o seni hic sevmadigini söylerse bile, senin sevginde azalma olmayacak ve ölünceye kadar onu sevgilerin en ölümsüzlügüyle sevebileceksen
gercekten
"SEVIYORSUN" demektir...GERÇEK SEVGİYİ AŞKI DOSTLUĞU KARDEŞLİĞİ BULMANIZ DİLEĞİYLE HERKES BENİM KADAR ŞANSLI OLUR BU KONUDA UMARIM...

Ben kimlerin oldum bilmeden Neydi peki geride bıraktıklarım
Hiç bitmeyecek gibiydi oysa Bitti...
Yine ben? En hasret çektiğimi En kavuşamadığımı unutmadım mı?
Unuttum...
Ama şimdi geçmiyor zaman unuturum diye bekliyorum
Bekledikçe Seviyorum.

Bazen seni yazmak istiyorum sayfalara Taa en başından beri
Bırakıp gidişinden tut geri gelişine kadar
Ne biliyorsam senle ilgili yürüdüğümüz sokakları
Seni seviyorum diyişini
İçten söylemesende yazmak istiyorum sayfalar dolusu.

Hiç birşey diyemiyorum sana boğazımda düğümlenen kelimeler
Bundan sonrada diyemeyeceklerim var
Ama iyiki defalarca Seni seviyorum demişim.

Biri beni anlasın istemiyorum!
Öfkeleniyorum, aptallaşıyorum, susuyorum
Kime anlatmalı yada anlatmamalı
Kim benden daha çok üzülür ki?
Sana anlatamadıktan sonra sana diyemedikten sonra
Neye yarar şuna buna anlatmak...


Seni soruyorlar bana Nerde? Gitti mi? Görüşüyor musunuz? Ne yapıyor?
Her cevap bir zulüm benim için duymazdan gelmek
Konuyu değiştirmek bir zulüm sanada soruyolardır beni
Bilirim umursamadan cevap verirsin Kaç gün geçirdin ki benle? kaç saat?

Gitmekmi? Kalmak mı? Gitmek arayıştır heyecandır Ardına dönüp bakmamak
Kendinden emin olmaktır Ya kalmak? :Kalmak neydi?
Gül bahçesinde yürümek en güzel gülü aramak
O mu? Bu mu? Şu mu? derken yolun sonuna gelmek
Ve geri dönmemek mi?

Artık hiç umudum yok yok işte yok...
Sendende yok git durma git Git ve özgür kalayım
Ne kadar umutsuzsan o kadar özgürsün
Hiç bu kadar kolay olmamıştı git demek.

Hatırlar mısın?
İlk sen öpmüştün ama kollarınıda ilk sen çektin sarıldığımızda
Aradığın ben deildim zaten Farkındaydım....
En çokta bu farkındaşığa rahmen ısrar edişim utandırıyor beni.

Şimdi ağlama zamanı ben ağladım, gözlerim ağladı
Sen bilmedin, ben bilmedim hiç kimse bilmedi
Ağladım yinede, öylesine...

Seni yasaklayacağım kendime sen bilmeyeceksin
Susacaksın yine...
Eminim hiç aklına gelmeyeceğim
Yıllar geçecek ben senden geçeceğim
Bu ateş geçecek..!
__________________

17 Mart 2008 Pazartesi


Çok sey yazdım senin için biLirsin(!) Hangisini hatırLarsın biLemem... Ama sen dahiL hiç birini unutmadım..Sana toz kondurmamam sevgimden değiL Saygımdan !!

GüzeLdi o günLer ama Bitti ( ! ) Rüya görüyor gibi kendimizi avutamayız ..Farkındayız bazı seyLerin.Seni gördüğüm halde görmüyor gibi yapamam ..
YaptıkLarının farkındayım sende... Sana yazdığımın farkındasın
Verdiğimiz sözLer vardı tutamadık
Saygımız da bitmişti ...
.... Pekiyi ....
Ben uğraşmayacaktım ama insanım işte .. Tutamazsin ki düşünceLerini...


Ben kimseye Şerefsiz! demem!


Yaptığının adı farkLı!





DedikLerimi anLayamazsın
Kendini gözümde düşürmenin başka yollarını
BuLabiLirdin!
Şimdi senin gibi yapıyorum ..
Sana karsı içimde olmayanLar için yazıyorum!
!Çok safmışım iyi oynamışsın iyi kandırılmışım!
Artık değişik duyguLArım var.. İçinde sen oLmayan..Gözümdeki en değerli
GOZYASIM'dın Artık ağLamıyorum...!
Tek cümLe yukardaki büyük harfLi yer
SenLe iLgiLi bitmeyecek tek şey


vardı ama o da




B - İ - T - T - İ

OZAN'A


Yüreğimin sahillerine adın vuruyor.
Kulaklarımda gülüşün , ufukta duruşun , içimde hasretin var.
Yüreğimin tozlu sayfaları açılmamak üzere kapanırken , yaşattığın her şey adına son bi defa daha yazıyorum.
Unutulmayacak sevgiliye itafen!...

Yokluğunun kaçıncı günü saymadım!...
Tek bildiğim bir gecenin daha sabaha vurduğu saatte bilinmez bir yerdeyim.
Nerden başlamalıyım.

Bilmiyorum!...

Gidişlerinin yaktığı yüreğimin çiçekleri açmadığı zamanlar geldiğinde anladım içimin acıdığını ve surlarımın yıkıldığını.
Sevmenin kafi gelmediği ve sıcak bir dokunuşa ihtiyaç duyulduğu bu zamanlar da yanımda olmayışının ezikliğini hissettim.
Ve anladım ki sen hiçbir şeyim olmamışsın! olamamışsın!
Bir nefes kadar yakın olduğunu düşünürken ufuk kadar uzak olduğunu hissettiğim an mahşer yerine döndü yüreğim.
Bitti içimde sana dair güzel her ne varsa.
Karanlığımın aydınlığı , ayazımın güneşi olduğunu düşünürdüm.
Çöllerde serin bir vaha , sahillerde hırçın bir dalgaydın benim için.
Yaşattığın acılar hiç yer etmedi yüreğime.

Uğruna hiç ettiğim hayatların hesabı soruluyor şimdilerde bana.
Hangimize yanmalıyım bende bilmiyorum.
Yolumu şaşırmışım.
Nereye gitsem karşımda hasretin var.
İlk defa sahip olamamanın acısı vuruyor yüreğimin küflü duvarlarına.
Korkuyorum.
Bu yalnızlık ürkütüyor beni.
ve aldığım ah lar kabusum olup zindana çeviriyor gecelerimi.
Nefes almak zorlaşıyor ve boğuluyorum?..
Sıcak bir çift kol ararken yalnızlık bürüyor içimi.
Gidişlerin yarım bırakmış beni.
Meğer ne çok sevmişim seni.

8 Mart 2008 Cumartesi


Bile bile girdim bu oyuna. Ne olursa olsun hep dışında kalacağımı bile bile, beni oyununa al istedim.

Bir kenarda durup senin yaşamını izleyerek sessizce sıramı bekledim. Ve hep sevdim seni. Sen gülerken, ağlarken, severken, kanarken, kanatırken, orada öylece durup sevdim seni. Elimden de başka birşey gelmedi.

Hiç şikayet etmedim senden. Hiç şikayet etmedim sevginden. Hiç şikayet etmedim sevgisizliğinden. Asla sevilmek için sıramın gelmeyeceğinden.

Bilerek girdim bu oyuna. Ve çıkıp gitmeyi, seni bırakmayı, seni artık sevmemeyi göze alamayacağıma göre şikayet etmeye de hakkım yoktu.

Kendimce sebepler buldum. Kendimce haklar verdim, kendimce haklar aldım kendimden. Sadece küçük bir ihtimal için kendimce senin oyunlarınla savaştım.Senin hayatın tüm gerçekliğiyle sürüp giderken gözlerimin önünde, ben kendime yalanlardan bir yaşam yarattım.

Hiç şikayet etmedim. Hiç suçlu aramadım. Çünkü ben bunları sadece kendim için yaşadım.

Kendim için sevdim seni. Seni sevmek beni yaşama yakın tuttuğu için. Seni sevdikçe kendime bağlandığım için. Seni sevdikçe herşeyi sevdiğim için.

Ben bunları kendim için yaptım.

Hiç bir zaman bir hayatım olmayacağını bile bile. Senden bir hayat istemeye hakkım olmadığını düşüne düşüne. İçten içe beni çok sevmeni isteyerek ve bunun hiç olmayacağını bilerek sevdim seni.

Elimden de başka bir şey gelmedi.

Sonra yoruldum orada öylece durmaktan. Dahil olmadığım bir yaşamı izleyerek içindeymişim gibi davranmaktan. Yoruldum dışarıda kalmaktan. Buna hakkım yoktu farkındaydım. Çünkü ben bunları kendime, kendim yaptım.

Zor zamanlarında elinden tutarken bunun bir anlamı olmadığını bile bile yaptım. Sen ağlarken kanayan yüreğimin yalvarışlarını duymayacağını bile bile sarıldım sana. Sen hayattan vazgeçerken umurunda olmadığını bile bile yalvardım. Sadece bir an için seni mutlu edebilirsem, dünyanın en mutlu insanı olduğum için çırpındım seni mutlu etmek için.

Sadece kendim için.

Aciz bir aşktı bu. Bencil bir aşktı bu. Çaresiz ve imkansız bir aşktı bu.

Ama yine de çok büyük bir aşkla yaşadım bunları.

Sadece kendim için yaşadım.

Yoruldum sonra. Sen de benim için birşeyler yap istemeye başladım. Benim için yapacak hiç birşeyin olmadığını bile bile istedim.

Mesela sevebilirdin beni.

Seni sevdiğim kadar olmasa da sevebilirdin, az da olsa, bir anlık da olsa, gücün ne kadarına yetiyorsa mesela

6 Mart 2008 Perşembe

beni ağlarken güldüren güldürürken düşündüren dostuma


beni ağlarken güldüren güldürürken düşündüren dostuma

Sözlerin, kelimelerin, düşlerin, umutların tükendiği yerde duruyorum; "hasret" diyorum...

Yıpranmış defterinin sayfalarını karıştırırken, hayatının kokusu siniyor ellerime... Ürperiyorum..Sonra hayalinin gözlerine bakıyorum ve aynı kabusun birbirine sırtı dönük iki kahramanı olduğumuzu fark ediyorum... Meğer yalnızlığımızın içinde nekadar kalabalıkmışız.. Tıpkı kalabalıkların arasında yapayalnız olduğumuz gibi...

Olur olmaz yerlerde hayatımıza dair dipnotlar düşüyoruz elimize geçirdiğimiz küçük kağıtların üzerine.. bazen bir sigara paketine, bazen bir fişin arkasına.. Sen başka bir yerde ben başka bir yerde... Senin dip notların şiir oluyor, benimkiler garip bir günce... Bak işte seni de dip not düştüm yıpranmış bir kağıdın üzerine...geçen günler gelmiyecek belki ama daha güzellerini yaşayabiliriz sabredersek diye avunuyorum avunuyoruz DOSTLUĞUMUZU MESAFELERDE BİTİREMEYECEK BİTİRMEK İSTEYEN HERKES GİBİ MESAFELERDE BİRGÜN ÜMİDİNİ YİTİRECEK...

4 Mart 2008 Salı

yanlızlık


Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok.
Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim,
sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim,
kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda...

Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum,
imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi
isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni,
hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum...

icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum!
Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi...
Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim
anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum...
Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye
calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi...

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim
falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis
itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil...
Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani,
kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini,
sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi,
dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum...

Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi
ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus
gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana...
Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki?
Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana...

Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim
yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim...

Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin;
dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum...

Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin,
üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da
sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum...
Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan
bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken
belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim?

simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan
ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini,
ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin
sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi,
suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakisiyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum
benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin...

BIRAKIPTA GİDENE


Burnu bir karış havada, gözü yükseklerdeydi ben onu sevdiğimde.
Hele hele benim aşkımı yerden yere vurup, nasıl kırmıştı kalbimi zalim.
Dudaklarından dökülen acı sözleri; öyle ki, bugün bile unutamadım.
Ne tebessümdü o, zehirden beter.
Her olayda içim paramparça, gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olurdu.
Yorgun düşerdim onsuz geçen, onunla dolu, koyu siyah gecelerden.
Pişmanlıktan kendime lanetler eder,
Sevgimi söylediğim günü düşündükçe,
Kaleme sarılıp yazardım ona nefretin aşkla kucaklaştığı o uzun mısralarımı.
Derdim ki; alın yazımdı, onbeşimin çocuksu aşkıydı.
Nasıl da gülerdi canı istedi mi...

En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir,
Ardından bir uçurumun kenarına yapayalnız bırakır giderdi.
Ben çaresiz, ben yorgun, ben bıkkın bu sevdadan.
Ah bilirdi o insafsız, diri diri yanardım o böyle yaptıkça...
Şubatın buz gibi kasvetli soğuğunda; onda ne bulduğumu bugün bile bilemem.
Ama o günlerde hayatımın amacı, varolma gibi gelirdi bana.
Çocukluk mu, yoksa gençliğimin safça tutkusu muydu bu kölesiye bağlanış,
İçten içe kopan fırtınalar, bu delice yakarış?
Kimbilir, belki de sevilmeye muhtaç bir kalbin bitmek bilmeyen kaprisi...
Ondan hiçbir şey istememiştim.
Sadece sevgi...
Evet, şimdi yıllar sonra ben, onu düşünüyorum ilk defa kucağımda resimler, hatıralarla.
Hava yine soğuk, yine kasvetli gözleri gözlerimde yine sevgi, derin yüreğimde.
Unuttum sanırdım, meğer aldanmışım, ağladım saatlerce.
Bu onun "ölüm yıldönümü"dür.
17'sinde toprakla kucaklaşan, o zalimin hikayesidir anlatılan.
Bir melodidir kırık, umutsuz...
Doldururken sensizlik o an odayı gönlüm hala boş, kafam yine dumanlı.
Bir feryat yankılanmıştı acı dolu tam 4 yıl önce bugün bomboş kırlarda.
Deli gibi koştum sınıfa, sırası boştu.
Benim kadar çaresizdi her köşe.
Kendi kendime konuşarak yaklaştım sırasına;
"Sen ölemezsin; canımsın, sevgimsin, emelimsin...
Dileğince nefret et, alay et duygularımla ..
Kızmam sana ...
Ama ne olur bir yalan olsun, acı bir şaka.
Evet, evet beni üzmek için yapıyorsun.
Herşeyini özledim...
Allahım son defa göreyim yeter bana"
Bu sensiz yakarış defalarca sürmüştü...
ta ki, ölümün o sinsi kokusunu içimde duyana kadar.
Hıçkıra hıçkıra ağladım, sıraya kazıdığın ismini öptüm.
Sonra, ona ait birşeyler bulmak için aradım her köşeyi...
Yalnızca buruşturulmuş bir sayfa, rengi solmuş.
Yazı, onun yazısı.
Bir mektuptu, özenilerek yazılmış, belki de çok emek verilmiş her satırına...
Çok şaşırdım, mektup bana hitabendi.
Korkakça, kaybolmasından korkarak,
Acıyla okudum her cümleyi kalbimde büyüyen bir özlemle...
Hele hele o ilk satırı...
Öyle ki, bugün bile unutamam, okudukça ağlarım.
"İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş bir tanem, AFFET BENİ !!!..."

GİDEN VE KALAN SEVGİLİNİN DİLİNDEN AŞK

Aşk neydi? İnsana neler verirdi ve neler alıp götürürdü? Bu bitmez ve
dinmeyen sancılı soruların cevapları nelerdi, kim cevaplayacaktı… O halde bu
soruların cevaplarını giden ve kalan sevgiliden dinleyelim bir de bakalım
neler diyecekler bizlere….

GİDEN SEVGİLİ:
Aşkı ben mi tanımlayacağım şimdi ve bu bitmez soruların cevaplarını… Aşk
bana göre bir tutku, bir macera ve hayal ürünüydü sadece o kadar… Biri
çıkmıştı karşıma yalnızlığın en ağır idamlarında… Sevmeli miydim ve sevgili
olmalı mıydım bir türlü karar veremiyordum… Ama onun o manalı gözleri ve
içten gülümsemesi içimi ısıtıyordu… Belki de tutunacak dalımı da bulmuştum,
yalnızlığın en ağır idamından beni kurtaracak… Sevgilim olur musun demiştim
umarsızca ve kaygısızca… Kabul etmişti o da, aslında edeceğini en baştan
biliyordum çünkü gözler hiçbir zaman yalan söylemezdi insana… Beni benden
daha çok seviyordu ve beni mutlu edecekti bundan adım gibi emindim… Her şey
mükemmeldi ilk başlarda, sevdiğini söylüyordu ve açıkçası bu da egomu tatmin
ediyordu… Ben seviyor muydum aslında bu da tartışılırdı… Bende ki sadece
hoşlantıydı ve öyle de kalacaktı bana göre… Sevmiyordum aslında onu çünkü
kolaydı ve her istediğimi koşulsuz yerine getiriyordu, bana göre zor
olmalıydı çünkü aşk zoru severdi… Kavgalarımız bile hep tek taraflıydı,
hatalı olsam bile sevgisi her şeyi alttan almasına sebep olduruyordu
açıkçası bu da beni korkutuyordu… Bir gün el ele dolaşırken sahil kenarında,
gözlerimin içine bakarak " beni yüreğinin neresine koydun acaba" diye
sorduğunda yıkılmıştım o dakika… Ellerini bıraktım ve anlamasız bir soru
sorma diye geçiştirdim sadece, şakındı ve imalı bakıyordu, ben ise gözlerimi
ona bile çeviremiyordum sevmediğimi anlar korkusuyla… yine bir gün sahilde
bankta otururken ona söz vermesini istedim, bu söz "bir gün sana haber
vermeden sessiz ve sakince gidersem ağlamayacağına söz" ver dememdi… O da
bana " bir gün gitmek istersen o zaman bana kendin söyle ki gözyaşlarım
akmasın ardından" dedi…O gün sabaha kadar düşündüm ve ilişkiyi bitirmeye
karar verdim…. Peki ayrılma sebebim ne olabilirdi ki, her şey mükemmeldi ve
beni deli gibi seven biriydi.. Kafam allak, bullak olmuştu düşünemez hale
geldiğim bir anda, bitirmeye karar verdim sessizce giderek hayatından… Bir
sürü mesajla karşılık verdi, neden niçin sorularla… Telefonumu kökten
kapattım soruları cevaplamamak adına onun hiç biri suçu yoktu hatta ayrılma
sebebimde, şimdi ne yazacaktım ki ona… Aradan aylar geçti ve ben hala
nedenini anlamadığım bir durum içersinde onu düşünüyordum ve gülen gözlerini
özlüyordum… Aramalıydım tekrardan, ya dönmezse geri bana bu türlü sebepsiz
ayrılmadan sonra… Her şeyi şimdi anlıyorum, bende onu sevmiştim ama geç
anlaşılmış bir sevgiydi bendeki sadece o kadar.

Aşk neleri mi getirdi bana;

Beni seven ve gülen gözleriyle bana sevmenin ne demek olduğunu öğreten
birini getirdi… Yalnızlığın en ağır idamından kurtardı, geç kalmış olsam da
her ne kadar, anlamada, sevmenin koşulsuz olduğunu öğretti…
Aşk neleri mi aldı benden;
Aşk bana verdiklerini geri aldı nankörlüğüm yüzünden…
Şimdiler de ben sevgilimin gözyaşlarıyla kalmışlığını değil de, gülen
gözleriyle hatırlıyorum…

KALAN SEVGİLİ:

Aşkı tanımlama sırası bana mı geldi şimdilerde… Aşk bana göre tutku, yanık
sevda türküsü, özlem, hasret ve hayal dünaysının en güzel büyüsü… Biri
çıkmıştı karşıma sevgiden umudu kestiğim anda… Gözlerine baktığım an işte bu
dedim bu seni hayata dönderecek olan insan… Sevmiştim koşulsuz, kuralsız ve
çıkarsızca… Her şey mükemmeldi ilk zamanlarda… Heyecanlanmayı , tutkuyu ve
sevmenin yüceliğini yeniden anlamıştım o sıralarda…
Mutluydum,
Seviyordum
Ve bana göre seviliyordum…

Bu üç şey de açıkçası ayaklarımı yerden kesmiyor değildi… Her günümü hemen
hemen ayırıyordum ve bundan da hiç mi hiç gocunmuyordum… Bir gün sahilde el
ele yürürken gözlerinin içine bakarak beni yüreğinin neresine koyduğunu
sorduğumda eli bıraktı anlamsızca ve lafı değiştirdi " bana böyle anlamsız
sorular sorma" diyerek… Aslında o gün anlamıştım benim onu sevdiğim kadar
beni sevmediğini… Ama bunu ne ona, ne de kendime itiraf ediyordum, açıkçası
korkuyordum bitmesinden ve sırf bu yüzden de içime atarak susuyordum denize
bakışlarımla itirafımı ederek… Yine bir gün sahil kenarında bankta otururken
bana bir söz vermemi istedi… Bu söz ise; "bir gün sana haber vermeden sessiz
ve sakince gidersem ağlamayacağına söz" ver dedi… Ben de ona " bir gün
gitmek istersen o zaman bana kendin söyle ki gözyaşlarım akmasın ardından"
dedim… O gün son buluşmamızdı ve o yine yapacağını yapmıştı… Bir anda
hayatıma sessizce girdiği gibi, sessizce gitti habersizce… Aradım günlerce,
mesajlar gönderdim "neden, niçin" diye… Mesajlarım gitmişti ona gitmesine
ama cevapları bana gelmemişti hala… Çünkü telefonunu kökten kapatmıştı,
ulaşmayayım diye ona…
Ağlıyordum…
Seviyordum…
Ve hala içimde ki sevgiyi yok edemiyordum…
Bana tekrar dönüp "yeniden başlayalım mı "dese tek diyeceğim kelime," git
kendine başka bir oyuncak ara" demek olurdu herhalde…

Aşk bana neler mi getirdi;

Sevmenin ne demek olduğunu öğretti ve hayallerin gerçek olduğunu,
gerçeklerin ise hayal olduğunu gösterdi…Elinden oyuncağı alınmış gibi
ağlamayı getirdi….

Aşk benden neleri mi götürdü;

Gülen gözlerimi, karşımda ki insanlara güvenmeyi, kahkahalarımı ve en
önemlisi bende ki beni götürdü…

Şimdiler de ben sevgilimin sebepsiz gidişiyle değil de, yalan gözleriyle
seviyorum demesini hatırlıyorum…

YİNE BEKLERİZ